Kadın


Kalbin yolu güzeldir ama tehlikelidir. Zihnin yolu sıradandır ama güvenlidir. Erkek en güvenli ve en kestirme yaşam tarzını seçmiştir. Kadın duyguların, hislerin, ruh hallerinin en güzel ama en sarp, en tehlikeli yolunu seçmiştir. Ve bugüne kadar dünya erkekler tarafından yönetildiği için kadınlar muazzam şekilde azap çekmiştir. O, erkeğin yaratmış olduğu topluma uyamamıştır çünkü toplum mantığa ve nedenlere uygun olarak yaratılmıştır. Kadın kalpten bir dünya ister. Erkek tarafından yaratılan toplumda ise kalbe yer yoktur.
Ben kadınların gerçekten bir kadın olmasını isterdim çünkü bu büyük oranda kendilerine bağlıdır. Kadın erkekten çok daha önemlidir. Çünkü o rahminde hem erkeği hem kadını taşır. O kıza ve oğlana, her ikisine de annelik eder; her ikisini de besler. Eğer o zehirliyse, o zaman sütü zehirlidir, o zaman çocukları yetiştirme tarzı zehirlidir.
Erkekle yarışıyorsun ve yarışmana gerek yok; sen zaten üstünsün. Şiir yazmaya gerek yok, şiir sensin. Sevgin senin müziğindir. Sevgilinle birlikte çarpan kalbin senin dansındır!

Osho

Kim kötü yağmur?

Nedense yağmurlar pek sevilmez
Çünkü ıslatır herkesi
Bu seni kötü yapar mı yağmur?
O yine durmaz ıslatır herkesi
Bazen herkesi
Bazen sadece birileri
Bazense sadece birini
Yağar durmaz gökyüzünde
Bilir ki mucizeler yeryüzünde

Gösterir bütün güzellikleri
İnandırır herkesi
Görebiliyorsan gerçeği

Yağmur güçlüdür
Cesaretlendirir seni
Duyabiliyorsan eğer sesini

Müziği duy ve rahatla
Melodiler gökyüzünde
Dilersen sende katıl
Bu sesli sessizliğe

Yağmurdan sonra 
O sessizlik  
Toprağın kokusu
 …
Yanındaydım duydun beni
Hatırlattım sana gerçeği
Şimdi gitme mi bekliyorsun?
Dinliyorum seni...

Çevir başını gökyüzüne
Vazgeçme –geçersen-
Yine yağarım düşerim
Yeryüzüne

Güneş açtı gökyüzünde
Herkes çıktı yeryüzüne

Birileri koşuyor hayallerine
Birileri bekliyor
Birileri yürüyor sessizce

Hayaller ise gökyüzünde
Duruyor yedi renginde.

ST

Farkındalık

Ben sana bir ahlak dersi vermiyorum. "Bu doğru, bu yanlış, bu ahlaklı, bu ahlaklı değil" demiyorum. Bunların hepsi çocukçadır. Ben sana çok basit bir kriter veriyorum: "FARKINDALIK"
Eğer farkındalıkla bir şey yaparsan doğru olmak zorundadır çünkü farkındalıkla hiçbir şeyi yanlış yapamazsın. Ve farkındalık olmadan da herkes tarafından takdir edilen kimi şeyleri çok iyi yapabilirsin.
Ama ben hala ona yanlış diyorum çünkü farkında değilsin. Ve yanlış sebeplerden dolayı yapmış olmalısın. Farkındalık olmadan onların sadece gösteriş, ikiyüzlülük olduğunu biliyorum. Onlar seni yapmacık hale getirir. Seni özgürleştirmezler, seni özgürleştiremezler. Tam tersine seni hapsederler.

Osho


Güç


Güç gösterdiğin dışa vurum değildir. Güç kalbine hükmetme yeteneğindir.

Yeni bir başlangıç / Sağlık olsun

Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama Yarım saat erkene kurulsun saatin…
Kedi gibi gerin ohh ne güzel yine uyandım diye sevin…
Pencereni aç yağmur da olsa fırtına da olsa nefes al derin derin
Yüzüne su çarpma adamakıllı yıka yüzünü serin serin
Geceden hazır olsun yarın ne giyeceğin.
Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart

Çek kızarmış ekmek kokusunu içine
Bak güzelim kahvaltının keyfine..

Ayakkabıların boyalı olsun kokun mis
Önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin
Çık evinden neşeyle karşına ilk çıkana gülümse aydınlık bir gün dile
Sonra koş git işine dünden önceki günden
Hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla
Ohhh şöyle bir hafifle...

Bir güzel kahve ısmarla kendine seni mutlu eden sesi duymak için alo de
Hiç işin olmasa da öğle üzeri dışarı çık
Yağmur varsa ıslan güneş varsa ısın hatta üşü hava soğuksa
Yürü yürürken sağa sola bak öylesine değil görerek bak
Çiçek görürsen kokla köpek görürsen okşa çocuk görürsen yanağından makas al…
Sonra şöyle bir düşün kimler sana yol açtı
Sen çok dar da iken kimler seni ferahlattı
Hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı?

Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi?
Hadi hemen uğrayabilirsen uğra arayabilirsen ara
Hatırlarını sor öyle laf olsun diye değil kucaklar gibi sor…

Bu sadece onların değil senin de yüreğini ısıtacak yüzünde güller açtıracak..
Günün güzeldi değil mi? Akşamın da güzel olsun..
Yemeğin ne olursa olsun masanda illaki kumaş örtü olsun..
Saklama tabakları bardakları misafire
Sizden ala misafir mi var bu dünyada...
Ailecek kurulun sofraya öyle acele acele değil vazife yapar gibi hiç değil
Şöyle keyife keyif katar gibi lezzete lezzet katar gibi
Eksik bıraktıklarını tamamlar gibi tadına var akşamının..

Gece evinde dostların olsun
Sohbet mezen kahkahan içkin olsun
Arkadaşım hayat bu daha ne olsun?

Ama en önce ve illa ki sağlık olsun!

Can Yücel

Parmaklarımın ucunda yeni bir dünya başlar
















Uzun zamandır derdim olan yazma hevesime bugün ilk adımımla başlıyorum. Tabi ki bu adımı atmaya karar vermek kolay olmadı. Birçok kez gel gitler yaptım karar vermek için.  Bilirsiniz hisler ve anlamları çok farklıdır. İçimde sessiz kalan her şeyi satırlarda -satır aralarında- canlandırmak istedim. Bambaşka bir dünya, hayatta korkulara yüz tutmuş sözlerin bu dünyada yeniden hayat bulması gibi.

Blog dan bahsetmek istiyorum birazda. Malumunuz farklı bir isim farklı bir tema. Tema olarak “Ölü ozanlar Derneği”ndeki ana fikri konu olarak seçtim. Hayaller, özgürlük, dostluklar ve yaşadığınız şu –an. “En cesurumuz bazen en cesaretsiz sandığımızdır”. Kitabın en önemli karakterlerin Bay Keatingin sözü. Kendisi her zaman özgür düşünen ve bu düşüncesini çevresindekilere de yaymak isteyen iyi niyetli bir insandır. Blog Bay Keatingin sözleri ve yaşama bakış açısıyla kendisine yön verecek. Bunun yanında blog da temadan farklı ama anlamı olan diğer konulara da yer vereceğim. Sinema konusunda tavsiye filmler, müzik konusunda ruhunuza dokunacak parçalar ve sizin bakış açınıza derinlik kazandıracak hatırlayamadığım birçok konu…

Uzun lafın kısası şiirleri, sözleri, sinemayı, müziği ve derinliği arıyorsanız doğru yerdesiniz. Uzun bir yolculuk bizi bekliyor. Umarım bu yenidünyada inandığınız her şey kendi rüzgârınızla yönünü bulur.

Her şey ufak bir adımla başlar…

Temmuz’un ikibin on’u
İstanbul

Ah ben! Ah hayat
durmadan tekrarlayan sorulara,
sadakatsizlerle dolu bitmek bilmeyen trenlere
aptallarla dolu şehirlere,
ne olmalı cevabım?
Ah ben! Ah yaşam!

Yanıt:
Buradasın iste.
Hayat ve kimlik devam ediyor,
güçlü oyun devam ediyor.
Belki sen de katılırsın bir dizeyle.