Uzun zamandır derdim olan yazma hevesime bugün ilk adımımla başlıyorum. Tabi ki bu adımı atmaya karar vermek kolay olmadı. Birçok kez gel gitler yaptım karar vermek için. Bilirsiniz hisler ve anlamları çok farklıdır. İçimde sessiz kalan her şeyi satırlarda -satır aralarında- canlandırmak istedim. Bambaşka bir dünya, hayatta korkulara yüz tutmuş sözlerin bu dünyada yeniden hayat bulması gibi.
Blog dan bahsetmek istiyorum birazda. Malumunuz farklı bir isim farklı bir tema. Tema olarak “Ölü ozanlar Derneği”ndeki ana fikri konu olarak seçtim. Hayaller, özgürlük, dostluklar ve yaşadığınız şu –an. “En cesurumuz bazen en cesaretsiz sandığımızdır”. Kitabın en önemli karakterlerin Bay Keatingin sözü. Kendisi her zaman özgür düşünen ve bu düşüncesini çevresindekilere de yaymak isteyen iyi niyetli bir insandır. Blog Bay Keatingin sözleri ve yaşama bakış açısıyla kendisine yön verecek. Bunun yanında blog da temadan farklı ama anlamı olan diğer konulara da yer vereceğim. Sinema konusunda tavsiye filmler, müzik konusunda ruhunuza dokunacak parçalar ve sizin bakış açınıza derinlik kazandıracak hatırlayamadığım birçok konu…
Uzun lafın kısası şiirleri, sözleri, sinemayı, müziği ve derinliği arıyorsanız doğru yerdesiniz. Uzun bir yolculuk bizi bekliyor. Umarım bu yenidünyada inandığınız her şey kendi rüzgârınızla yönünü bulur.
Her şey ufak bir adımla başlar…
Temmuz’un ikibin on’u
İstanbul
Ah ben! Ah hayat
durmadan tekrarlayan sorulara,
sadakatsizlerle dolu bitmek bilmeyen trenlere
aptallarla dolu şehirlere,
ne olmalı cevabım?
Ah ben! Ah yaşam!
Yanıt:
Buradasın iste.
Hayat ve kimlik devam ediyor,
güçlü oyun devam ediyor.
Belki sen de katılırsın bir dizeyle.
0 yorum:
Belki sen de katılırsın bir dizeyle.