Ayağa Kalk!


Pes ettiğin, yenildiğin için değil de devam etmek için ağlayabilmek isterseniz sizi uyandıracak, zaten içinizde olan bir şeylerin harekete geçmesine küçük bir katkısı olabilecek bu diyalogları iyi okuyun. Gerçekten hissedin..


Aslında gerçekten bildiğimiz şeyleri fark etmek için, ayağa kalkabilmek için bu cümlelerden birkaçı da eminim sizin içindir. O zaman başlıyoruz, haydi, şimdi ayağa kalk! Devam et..





Sana zaten bildiğin bir şeyi anlatmama izin ver..

Dünya her zaman güneşli ve gökkuşaklı değildir, hatta bazen çok zor ve iğrenç bir yerdir. Ne kadar sert olduğun umrumda değil. Hayat, sen istemesen de sana diz çöktürecek ve buna izin verdiğin sürece seni orada öylece tutacaktır.

Sen, ben veya bir başkası asla hayat kadar sert vuramaz. Fakat bu, ne kadar sert darbe aldığınla ilgili değildir. Bu tamamen, alabildiğin o sert darbelere rağmen ilerleyebilmenle ilgilidir. Bu, ne kadar darbe aldığınla ve yine de ilerleyebilmenle ilgilidir. İşte ancak böyle kazanabilirsin. Acı geçicidir. Bu acı bir dakika, bir saat, bir gün ve hatta bir yıl sürebilir. Ama sonunda kaybolacak ve yerini bir başka şey alacaktır. Fakat eğer şimdi vazgeçersen, çektiğin acı sonsuza dek sürebilir.

Bu hayatta hata payı çok küçük. Demek istediğim; bir adım geç veya erken attığında başarısız olursun. Yarım saniye yavaş veya hızlı olduğunda yine başarısız olursun. Hayat, kimi zaman santimetrelerle veya saliselerle kazanılır.

Bir hayalin varsa eğer, onu koruman gerek. İnsanlar bir şeyleri başaramadıklarında/yapamadıklarında sana da başaramayacağını/yapamayacağını söylerler. Eğer başarmak istediğin şeyler varsa, git ve al. Sakın hata yapmaktan korkma. Her zaman kazanamazsın, fakat yenilgilerin kararlarını değiştirmesin. Farklı bir şeyler yapabileceğine inanmalısın. Konfüçyüs der ki: ”Her iki kişi de; yapabileceğini söyleyen de, yapamayacağını söyleyen de aslında çoğunlukla haklıdır.” Çoğu zaman gerçekten çok başarılı olmak istediğini söylüyorsun, fakat bunu yerince istediğini düşünmüyorum. Sen sadece istiyorsun. Bir partiye gitmeyi istediğin derecede/kadar başarılı olmayı istemiyorsun. Güzel görünmek/havalı olmak istediğin derecede başarıyı istemiyorsun. Sen, başarmaktan çok uyumayı daha fazla istiyorsun.

En derindeki korkular gücümüzün ötesindedir. Onlar bizim karanlığımız değil, ışığımız olmalıdır. Derine inmeli, çok daha derine inmeli ve sormalısın kendine: ”Kim olmak istiyorsun?” Seni mutlu edecek şeyi bulmalısın. İstediğin şeyin, diğer insanlara ne kadar saçma ya da çılgınca geleceğinin hiçbir önemi yok. Bir tercih yap. Sadece karar ver. Ne olacaksın, kim olacaksın ve bunu nasıl yapacaksın? Sadece karar ver. Ben olmaması için bir neden göremiyorum.

Hayat, ne kadar sert darbe aldığınla ilgili değildir. Bu tamamen, alabildiğin o sert darbelere rağmen ilerleyebilmenle ilgilidir. Bu, ne kadar darbe aldığınla ve yine de ilerleyebilmenle ilgilidir. Şimdi topla kendini ve sakın vazgeçme! Ya burada öylece durur ve hayatın seni yenmesine göz yumarsın ya da kendine bir yol çizer, o yolda ışığa doğru ilerlersin. Çünkü biliyorsun ki; bunu yapabilirsin. Şimdi düşün bakalım, olmak istediğin şey için ne feda edeceksin? Başarılı olamıyorsun, çünkü çalışıyorken yoruluyorsun ve vazgeçiyorsun. ”Matematikte iyi değilim”, diyorsun. Evet haklısın, çünkü doğru düzgün çalışmıyorsun. ”Kompozisyon yazamıyorum”, diyorsun. Çünkü sen daha önce hiç yazmayı denemedin! Sen doğuştan yetenekli olabilirsin. Fakat, becerilerini ancak saatlerce, saatlerce ve saatlerce çalışarak geliştirebilirsin.

Eğer başkalarının daha iyi yaşaması için bir şeyler yapmıyorsan, zamanını boşa harcıyorsun demektir. Pes etmek için ağlama, devam edebilmek için ağla. Vazgeçtiklerine ağlama. Zaten acı içindesin, zaten incinmişsin. En azından bunun karşılığını al. Eğer sende neyin değerli olduğunu biliyorsan, git ve onu edin. Fakat bu kolay olmayacak. Bunun için, zorluklara karşı istekli olman gerek.

Unutma; hedefine ulaşamadığında beni, onu, bunu veya bir başkasını suçlayamazsın. Bunu korkaklar yapar ve sen korkak değilsin! Sen düşündüğünden daha iyisin! Her gün yeni bir gün. Her an yeni bir an. Öyleyse şimdi gitmeli ve hayata karşı ne kadar farklı olduğunu göstermelisin.

Tıpkı Muhammed Ali’nin dediği gibi: ”Sana ne kadar iyi olduğumu göstereceğim.” Tanrının krallığı insanın içindedir. Ne birimizde ne birkaçımızda. Tüm insanların içindedir, ki o insanlar mutluluğu yaratma gücüne sahipler. Sen, bu hayatı güzel ve özgür kılacak olansın. Bu hayatı mükemmel bir maceraya çevirecek olan sensin. Unutma; çizilen sınırlar korkular gibidir ve sıklıkla sadece bir illüzyondur.